5 Kasım 2012 Pazartesi

Ataşehir Köşebaşı



Beni bilen bilir, güzel bir yemek nasıl beni benden alabiliyorsa kötü bir yemek de tüm günümü mahvedebilir. O sebeple restoran ve yemek seçimi benim için ayrıca önemlidir.

Geçenlerde elim alçıya alındığında hemen hemen her gün dışarda yemek durumunda kaldım. Zaten iki güne bir paça çorbası içtiğim için (paça her türlü kırık, kesik vs.ye iyi geliyormuş) diğer günlerde yemek seçimi yapmak pek de zor olmadı. Nasıl olsa elimde denenmiş ve onaylanmış bir kaç adres vardı.

Ne var ki günlerden bir gün değişiklik olsun, güzel bir yemekle moralimi düzelteyim diye Ataşehir Köşebaşı'na gideyim dedim. Daha önce sıklıkla Levent ve Maslak restoranlarından yediğim için Köşebaşı kebaplarının moral düzeltmeye birebir olduğuna inanıyordum.

Herşeyden önce restoranın tuvaleti beni hayretler içinde bıraktı. Kullanabilmek için resmen genel temizlik yapmam gerekti ki sırf bu hizmetim için benden hesap almamaları gerekirdi! Orada küçük çaplı bir karar aldımsa da (bir daha tuvaleti pis olan hiçbir yerde yemek yemeyecektim; zira tuvalet gibi müşterilerin gözü önündeki bir yeri bile temiz tutamayan bir mekanın, görmediğimiz mutfağı kim bilir ne haldedir) çok aç olduğum için mekan değiştirmeyi göze alamadım.

Siparişlerle birlikte bir de humus söyledim-e moral bu- öyle kolay kolay düzelmiyor! Humus geldi ve tadına baktım, inanmazsınız resmen "ben en erken dünden kalmayım taze değilim!" diye bağırıyordu gariban. Zaten dediğim gibi daha önceden yemeyip tadını bilmediğim bir şey değildi. Kısacası Köşebaşı humusu değildi kendisi. Hemen garsonu çağırıp humusun taze olup olmadığını sordum (teyit amaçlı!). Tazeymiş, günlük yapılıyormuş. Peki dedim madem, beğenmedim ben bunu alabilirsiniz. Humusla vedalaştık. Ardından ne bir kusura bakmayın geldi ne de bir özür. Allahtan hesaba yazmamışlar eksik olmasınlar.

Ardından gelen Köşebaşı dürüm hayli vasattı ama hadi ona ses etmedim. Yemek bitti ne bir çay ne bir kahve ikramı. Garson yanıma bile uğramadı. Bana fenalık geldi tabi o ara, gittiğime gideceğime, yediğime yiyeceğime pişman olarak apar topar kalktım.

Tüm akşamım rezil oldu böylece. E durmadım bu durumu Köşebaşı'na yazdım tabi hemen. Sabahına cevap geldi, iletişim numaranızı verin arayalım dediler. Aradılar eksik olmasınlar. Aman bir dertliler bir dertlilerdi ki sormayın. Zaten iki gün sonra kapanıyormuş o şubeleri. Yetkili kişinin ses tonundan durumdan ne kadar muzdarip olduklarını anlamamak mümkün değildi ama yine de onlardan da usulen "Kusura bakmayın sizi başka şubemizde misafir edelim" demelerini beklerdim. O da olmadı. Üzerinde durmadım.

Neticede Ataşehir Köşebaşı'yla birlikte mevzu da kapandı. Darısı diğer tüm kötü restoranların başına!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder